HOYRAN KAYA MEZARLARI
Yalvaç’ın yaklaşık 25 km. batısında, Eğirdir’in kuzey uzantısını oluşturan Hoyran Gölü’ne doğudan dik inen kayalıklardadır. Soylulara özgü bir mezar türü olmasına karşın, üç mezardan özellikle biri, 30 m. Yukarıdan göle ve gün batımına doğru bakan, yalın olan diğerlerinden hemen ayrılır; nitelikli işçiliği ve değişik biçimdeki geometrik desenlerden oluşan alnacıyla bir bey mezarı olduğunda kuşku bırakmaz. Üçgen alınlığıyla yalın bir tapınağı anımsatan cephesi, eni ve yüksekliği 5,50m. İle yaklaşık aynı olan dörtgen bir çerçeveye oturtulmuştur; oda derinliği de aynıdır. İçte eni 3,50 m.’ye düşen mezar odasının, dik semer biçiminde sivrilen tavanı 3,10 m. yüksekliğindedir.
Alınlıklı kaya mezarlarının anayurdu Frigya’dır. Kayayı mezar olarak oyma ilkin İ.Ö. 9. yüzyılda kendi yöresel ev mimarisine uygun biçimde düz damlı olarak, Doğu Anadolu’nun uygar dağ halklarından Urartu Ülkesi’nde çıkar karşımıza; onun etkisiyle Frigya’ya geçer ve yapımı, kendi ev mimarisine uyarlanmış alınlığıyla, İÖ. 8. yüzyıldan başlayarak Roma Dönemi içlerine dek sürer. Sayısız örnekler, “Frigya Vadisi” de denen kayalık Afyon-Kütahya-Eskişehir üçgeni içindedir. Hoyran’la Pisidya’nın bu bölgesine etkinin oralardan geldiği kesindir. Ancak cephe deseninde örneksiz oluşu, bunu Frig öncülerinden farklılaştırır, özgün yapar. Antiokheia’nın kuruluşundan önceki bir zamanda yapılmış olabileceği düşünülür.
Kaya mezarının Bizans Döneminde işlev değiştirerek bir kaya kilisesine dönüştürülmesi de Frigya’da gelenektendir. Buna yönelik olarak anıtın “mezar” yapısı, içte ve dışta değişikliklere uğramış; özellikle doğu duvarı bu dinsel amaçla apsis olarak sonradan oyulmuştur; ve oda duvarlarına, onca bozulmaya karşın hala etkileyebilen İncil’den alınma öyküler resmedilmiştir. Apsisteki nitelikli resim; haleli, sakalsız ve beyaz giysisiyle ve az büyüklüğüyle farklı olan önemli bir kişide odaklanır. Bizans kiliseleri apsisindeki betimlemelerin genellikle İsa ve Meryem Ana’ya ayrıldığı bilinir; ve bu olgu, önemi, çevresindeki mavi, yeşil ve kırmızı giysili azizlerin ortasındaki konumuylada vurgulanan bu özel kişininİsa olabileceğini düşündürür. Zor seçilebilir olmasına karşın, tavanda da başı haleli, elinde kalkan ve mızrak taşıyan, beyaz ata binmiş bir aziz betimlenmiştir. Başının her iki yanında ki harflerde, Kapadokya’da özellikle saygı gören İkonion ( Konya ) piskoposu Aziz Kornoutos’un adı okunur. Ancak buradaki “asker” kişiliği onun bilinen resimlerine yabancıdır; genelde beyaz sakallı, halesi ve piskoposluk belirteçleriyle birlikte tanınır. Yörede benzersiz olan ve Anadolu’daki benzerleri arasında da önemli bir yeri olan bu kaya mezarları ve kaya kilisenin, duvar resimleriyle birlikte restore edilerek kültüre ve turizme kazandırılması beklenir. Çünkü gün batımında onun, önünde uzanan Hoyran Gölü ile birlikte çizdiği resim büyüler.